Bu tiyatro beni Victor Hugo’nun meşhur romanını okuduğum zamana götürdü. Oyunu izlemek Sefiller’de verilmek istenen mesajı daha iyi anlamamı sağladı. Oyun bir rahibin gözünden dönemin koşullarını anlatarak başladı. “Pencere vergisi”nden bahsedildi ve toplumun genel sefaleti betimlendi. Pencere vergisi evlerde bulunan pencere sayısına göre alınan vergiye verilen isim. İlk defa 17. yüzyılın sonunda uygulanmaya başlanmış ve 150 yıl kadar devam etmiş. Halkın fakir kesimini birçok yönden oldukça kötü etkilemiş. Bu kadar “mantıksız” bir uygulamanın dönemin en “gelişmiş” medeniyetlerinde yaşanması aslında günümüzde de devletler veya şahıslar tarafından yapılan uygulamaların değerlendirilmesinde uygulayan makamın sıfatından ziyade uygulamanın mantığına, eleştirel bir bakış açısıyla bakılmasının önemini hatırlatıyor. Günümüzde de birçok konuda “otoriteye başvurma” safsatası yapılıyor. “(Otoriteye başvurma safsatası (Argumentum ad verecundiam))” Bu aslında aslında beynimizin bir konuda fikir oluşturmak için en az enerji gerektiren yolu tercih etmeye olan eğiliminden kaynaklanıyor. Bu konuya “Safsatalar Ansiklopedisi“‘nin girişinde de keyifli bir biçimde değinilmişti. Bu koşullar altında, özellikle internetin getirdiği devasa bilgi kalabalığının içinde insan ister istemez bir şekilde bir bilgiye güvenmek istiyor. Fakat her ne kadar alanında uzman olan kişilerin söylediklerini dikkate alsak da bence bu konuda bir çıkar yol bulabilmek için çapraz karşılaştırmalar yapabiliriz. Yani bir örnek üzerinden anlatırsam, mesela doğru beslenme konusunda araştırma yapıyor ve günlük protein alımınızı nasıl karşılamamız gerektiğini araştırıyoruz diyelim. Fark ediyoruz ki bazı uzmanlar hayvansal protein kaynakları konusunda oldukça sert söylemlerde bulunurken bazıları ise daha dengeli yaklaşıyor. Bu durumda sert söylemlerde bulunan kişiler neden bunu yapıyorlar? Yani onlar da sonuçta bu söylemlerini bir kaynağa dayandırıyor olmalılar. Bu durumda görüşlerine başvurduğumuz kişi veya kurumların bilimsel araştırmalara kaynak vermesinin öneminin büyük olduğunu düşünüyorum. Tabi ki yapılan bilimsel araştırmalar da gerek kapsamı dolayısıyla gerekse odaklandığı veri grubu nedeniyle bazı sonuçlara varabiliyorlar ve bu sonuçlar da bazı insanlar tarafından bilinçli veya bilinçsiz olarak yanlış olarak kullanılıyor. Araştırmamıza devam ettikçe sanki bir kısır döngünün içine çekiliyor ve her iki taraftan gelen argümanlarla bir türlü sonuca ulaşamayan bir durumda kalıyor olabiliriz. Bu durumu aşmak için kendimize bu durumun sebeplerini sorarak çözüme ulaşabiliriz.